samimiyet, ortama göre anında kalıba girme.
bunun en bariz örneğini bir kaç gün önce yaşamış bulunmaktayım. 22.si düzenlenen
cıepo bu sene trabzon'da gerçekleştirildi. dünyanın bir çok yerinden araştırmacılar geldi. japonya'sından almanya'sına kadar. her gün sempozyum düzenlendi ve gayet elit bir ortamdı. son gün nedeniyle sempozyum sonrası yapılan yemek bitiminde müzik çaldı. ee malum trabzon'da olunca horonla başladı her şey. kemençe sesini duyunca hemen kalktık oynadık. kültür de tanıtıyoruz sonuçta. aman efendim hepsinin yüzünde gülücükler, kameralara falan çekiyorlar. ardından ankara havasıyla ortam daha da samimi bir hal aldı. bizim hocalar da çıktı bu sefer. ardından yabancı hocaları da kaldırdı bizim çocuklar. ortamın gazına gelip kendini piste atanlar da vardı. en son bizim çocuklar iki japonu omuzlarına almış deve güreşi pozisyonunda karşılıklı misket oynatıyorlardı. yarım saat önce klasik müzik eşliğinde yemeğimizi yerken nasıl oldu da horona geçtik, japonlarla kolbastı oynadık ve deve güreşi pozisyonunda karşılıklı misket oynattırdık. bu samimiyet değil de nedir? bizim millet kadar ortama göre hemen kalıba giren, samimi bir millet yoktur.